Turning Point : Fall of Liberty




İnceleme :

Yeni bir yıl ve yeni bir İkinci Dünya Savaşı temalı oyun. Çok da şaşırmadınız değil mi? Açıkçası yıllardır bu furya ile görmüş olduğumuz yapımlar bizleri iyice bu konudan soğutmaya başlamıştı. Ama haksız da sayılmayız, iyi kötü her firma bu konu üzerine odaklanıp pastadan bir dilim kapma çabasındaydı. Fakat bu sefer Turning Point: Fall Of Liberty ile yeni bir şeyler bulma şansına sahibiz. Kendisi bize "Ya böyle olsaydı?" şeklinde sorular ile yaklaşırken, beraberinde yepyeni bir İkinci Dünya Savaşı yorumu getiriyor.

Yaramaz Naziler

Turning Point: Fall Of Liberty tarihin yıpranmış sayfalarına ait yaşanmış bir olayı ufak bir saptırma ile yeni bir şekilde toparlayarak Amerika'nın üstün Nazi ordularına karşı verdiği "amansız" mücadeleyi konu alıyor. Öyle ki eski dostumuz yaramaz Naziler hiçbir uyarı gerçekleştirmeden tüm askeri güçleri ile Amerika'ya saldırmıştır ve söz konusu ülke bu atağa karşı hazırlıksız yakalanarak büyük bir sona doğru ilerlemektedir. Ta ki... Dan Corsen adında (bknz. yine bir kahraman dünyaya karşı) bir inşaat işçisi silahını eline alana kadar. Dan Corsen, işgali çalıştığı binanın en üst katında tüm şiddeti ile görmüş ve hayatta kalmayı zar zor başarıp direnişçilerin arasına katılmıştır. Artık şehir Nazilerin eline geçmiştir ve direnişçi gruplar son zarlarını atmaktadır.

Gördüğünüz gibi yine bir kahramanlık hikâyesi söz konusu. Oyunda herhangi bir intro olmadığı için her şeyi karakterimizin gözünden takip ediyoruz. Oyunun başında ufak bir tutorial kısmı ile hem hayatta kalmakla uğraşıyoruz hem de oyun boyunca kullanmamız gereken hareket ve teknikleri çözüyoruz. Öncelikle oyunun 1931 yılında geçtiğini ve bu sefer Nazilerin en son 1942'de gördüğümüz gibi olmadıklarını belirtmeliyim. Turning Point bu kez biraz daha hayalgücü -ve imkânsızı- kullanarak yepyeni bir düşman çıkarmış ortaya. Öyle ki askerî zeplinler ve daha önce karşılaşmadığımız türden savaş uçakları ile gökyüzünü kontrol altına aldıkları gibi, peşlerinde yeni bir silah listesi de getirmiş durumdalar. Bu yüzden sadece ismi ile İkinci Dünya Savaşı olabiliyor oyunumuz. Onun dışında karşılaştığımız her şey daha teknolojik.

Zeplinden Kaçılır mı? Hem de Nasıl!

Öncelikle aksiyon esnasında neler yapabiliyoruz bunlardan bahsedelim. Diğer FPS oyunlarına göre biraz daha detaylı bir oynanışa sahip olan Turning Point ile artık düşmanlarınızla kafa kafaya geldiğinizde boğuşabiliyorsunuz. Bu tür sahnelerde iki seçenek çıkıyor karşımıza. W tuşu ile düşmanı hemen öldürebilirken S tuşu aracılığı ile düşmanın silahını çekip onu kalkan olarak kullanabiliyoruz. Kalkan olarak kullandığımız düşmanlar ile şarjörünüz bitene kadar ilerliyor, ardından onu da öldürüyoruz. Fakat kapışmalarda hızlı olamazsanız bu sefer rolleri değişiyorsunuz.

Tehlike çanları çaldığında siper alarak uzun mu uzun çatışmalara atlıyoruz. İşte bu kısım belki de en çok güleceğiniz noktalardan biridir. Uzak hedeflerde, saçma bir biçimde silahınız alakasız yerlere ateş edebilirken (bilemiyorum silahın kullanım özelliği mi böyle yoksa bu bir oyun hatası mı) rakipleriniz sizi istedikleri uzaklıktan her türlü silah ile nokta atışına maruz bırakabiliyorlar. Hemen önünüzde duran düşmanı öldürmeye çalışınca da silahınız ıskalayabiliyor. Gerçekten bunlar keyif yerine işkence enjekte ediyor damarlarımıza.

Eğer daha önce zepline bindiyseniz ya da zeplinlere karşı bir sevginiz varsa Turning Point'in ileri zekâ Nazilerinin kullandıkları araçlar da pek hoşunuza gidecektir. Bu üstün teknolojileri, zeplinleri birer ölüm makinesine çevirmiş durumda. Döndüğümüz her köşede en az bir tanesine rastlıyoruz zaten. Zeplinler şehir içinde dolanarak sokaklardaki sivilleri ve direnişçileri temizlemekle görevli. Bu yüzden karşınıza çıkan her Rocket Launcher ile onları düşürmek zorunda kalıyoruz. Aksi takdirde özellikle geceleri onların görüş anlarına yakalanırsak peşimizden mermiler ile etrafa koşup duruyoruz.

Oyunda tamamen hayal gücü ürünü olan ve daha önce hiç karşılaşmadığınız silahlar mevcut. Bunlar bildiğimiz önceki silahların gelişmiş ve görsel açıdan daha detaylandırılmış şekilleri. Yine her zamanki gibi Rifle, Machine Gun, Rocket Launcher, Genade, Handgun ve Sniper Rifle gibi sınıflara bölünmüş silahlar, çeşitli sayılarda çıkıyor karşımıza. Ama çok kalabalık oldukları söylenemez. Bir diğer yenilik ise Sniper Rifle'ın kızılötesi görüşe sahip olması. Bunun bize getirdiği ayrıcalık ise çevrede gizlenmiş diğer sniperların lazerlerini görüp yerlerini tespit etmek. Ne ilginçtir ki onlar aynısını bize karşı uygulayamıyor.

Turning Point: Fall Of Unreal Engine!

Turning Point: Fall Of Liberty günümüzün diger FPS'leri olan Call of Duty 4, Crysis, Bioshock, Frontlines Fuel of War gibi oyunlara göre daha "eskimiş" hissettiriyor kendisini. Öyle ki bu durum Unreal 3 Engine ile bile giderilememiş. Kaplamalar ilk oyuna başladığımız andan itibaren kendilerini yerden yere vuruyorlar. Koca şehir işgal olurken görülmekte olan 2-3 efekt ve onların tüm cansızlıkları bu zamana göre bir hayli geride kalıyor. Sokaklara düştüğümüzde her üç binadan birinin sürekli tekrarlandığını fark ediyoruz. Bu da yetmezmiş gibi her sokak nedense birbirine benziyor. "Az önce burdan geçmemiş miydim ya?" olayı yani. Hiçbir şekilde detay kullanılmamış. Renkler oldukça soluk. Fakat silahlar ve sahip oldukları efektler üzerinde nedense pek uğraşılmış. Peki geri kalan yerler için dikkatiniz neredeydi, diyorum.

Turning Point direnişçi bir grubun hikâyesini anlatıyor demiştim. Elbette oyun boyunca yapmanız gereken türlü türlü görevler var. Ama hepsi de aynı noktaya çıkıyor ve yeniliksiz işleniyor. Yani her görevde girilmesi gereken bir bina, temizlenmesi gereken bir personel ve bulunması icap eden bir bilgi ya da kişi var. Sadece farklı mekânlarda geçiyor görevler. Bu yüzden oyuna alışmakta yabancılık çekmeyeceksiniz. Fakat aynı şeyleri tekrar tekrar yaptıkça da oyundan soğuyacaksınız. Turning Point'In şüphesiz en büyük hatası görevler konusunda basite kaçmak olmuş.

Pekala, artık çok da inanılmaz durmuyor sanırım? Sizlere oyunun birkaç iyi tarafından bahsetmek isterdim, ancak Turning Point şimdiden yılın hayal kırıklıkları kategorisine eklenmiş durumda.

Ben dahil şüphesiz çoğu kişinin merak ve heyecan ile beklemiş olduğu Turning Point: Fall Of Liberty nihayet biz oyuncularla buluşmuş olsa da isteneni verip veremediği tartışılır. Açıkçası bu tarz diğer örneklere oldukça geriden bakmakta olan Turning Point bakalım bu uzun yılın devamında gelen yapımlar arasında ne şekilde ve nasıl hatırlanacak. Hepinize iyi oyunlar.
Kaynak


Künye :

Tur : Aksiyon
Yapımcı : Spark Unlimited
Yayıncı : Codemasters
Platform : PC , PS3 , XBOX 360
Cıkıs Tarihi : 26.02.2008
Website : Buradan

Sistem Gereksinimleri Minimum :

2.8ghz Processor
System RAM:Minimum: 1 GB
Video Card:Minimum: Nvidia Geforce 6600 or Ati X1300 or above with Shader 3 support
Minimum: 6 GB Free Hard Disc Space
DirectX Version:Minimum: 9.0c Video Card Driver Version (DirectX)


Turning Point Fall of Liberty Screenshot ss :


















Turning Point Fall of Liberty Wallpaper :

Orjinal Boyut İçin Üzerine Tıklayın








Turning Point : Fall of Liberty Trailer :




Anahtar Kelimeler: Turning Point : Fall of Liberty ekran görüntüleri, masaüstü resimleri, duvar kağıtları ve video su.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder